Ataşehir’de Aile İçi Şiddet: Dehşet Dolu Gece

Bir önceki gün Ataşehir'in Esatpaşa Mahallesi'nde yaşanan dehşet dolu olay, aile içi şiddetin ne denli ürkütücü boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Ataşehir’de Aile İçi Şiddet: Dehşet Dolu Gece
Ataşehir’de Aile İçi Şiddet: Dehşet Dolu Gece
GİRİŞ 22.07.2024 15.40 GÜNCELLEME 22.07.2024 15.41
Bu Habere 0 Yorum Yapılmış

Bir baba, N.M.K. (42), evde eşi T.K. (39) ve çocukları F.K. (20) ve M.A.K.’yi (8) bıçaklayarak adeta bir kâbus sahnesini yaşattı. Bu korkunç olayın ardından zanlı, kamyonetine atlayarak kaçmaya çalıştı fakat polisin titiz çalışmaları sonucunda kısa sürede yakalandı ve adliyeye sevk edildi.

“Ne oldu da bu noktaya gelindi?”

Türkiye’de benzeri olaylara sıkça rastlamamız, ne yazık ki toplumun giderek kanıksadığı bir trajedi haline geldi. İstatistikler ve haberler bize, evde yaşanan şiddetin dışarıdan bakıldığında ne kadar görünmez olduğunu gösteriyor. Aile içi şiddet sadece fiziki değil, psikolojik ve ekonomik olarak da karşımıza çıkabiliyor. Ancak bu son olayda olduğu gibi, bazen şiddet en vahşi yüzünü gösteriyor ve aile içindeki çatışmalar kanlı bir sona varabiliyor.

“Toplumun sorumluluğu ne?”

Bu tür olayların ardında yatan sebepleri anlamak ve çözüm üretmek sadece bireysel çabalarla mümkün değil. Eğitimden, hukuka kadar geniş bir yelpazede toplum olarak üstümüze düşen görevler var. Aile içi şiddetin önlenmesi, sadece hukuki yaptırımlarla değil, toplumsal bilinçlenme ve eğitimle mümkün. Kadın sığınma evleri, psikolojik destek hatları ve daha etkili sosyal politikalar, bu tür olayların önüne geçmek için olmazsa olmaz.

“Neler yapmalıyız?”

Kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, aile içi şiddete maruz kalan herkesin destek alabileceği mekanizmalar oluşturmalıyız. Şiddet mağdurlarının, yaşadıkları dehşeti anlatabilecekleri güvenli alanlar sağlanmalı ve bu kişilere yönelik sosyal hizmetler artırılmalı.

Bu tür olayların son bulması için toplumsal farkındalığın artırılması şart. Her bir birey, şiddete karşı duyarlılık göstermeli ve şiddeti normalleştiren yaklaşımlardan uzak durmalıdır. Eğitim sistemimize, aile içi şiddetin ne denli yıkıcı olabileceğini anlatan dersler eklenmeli, gençlere bu konuda bilgi ve bilinç kazandırılmalıdır.

Ataşehir’de yaşanan bu acı olay, toplum olarak üstümüze düşen sorumlulukları yeniden hatırlatmalı. Şiddetin her türlüsüne karşı durmak ve daha bilinçli bir toplum oluşturmak için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Bu dehşet dolu olay, umarım toplumun her kesiminde bir farkındalık yaratır ve gelecekte benzer trajedilerin önüne geçilmesi için bir adım atılmasına vesile olur.

YORUMLAR 0

    DİĞER HABERLER