EDS Trafik Cezalarında Adalet Galip Geldi! Mahkeme İBB’yi Haklı Buldu
Mahkeme Kararı: İBB’ye 74 Milyon TL Ödenecekİstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Emniyet Müdürlüğü arasında uzun süredir devam eden trafik cezalarının tahsilatıyla ilgili anlaşmazlık nihayet çözüldü.
İBB’nin, Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (EDS) üzerinden kesilen cezaların yüzde 30’luk payının belediyeye ödenmesi gerektiğini belirten mahkeme, İBB’yi haklı bularak 74.389.731,60 TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verdi.
Hukuk Savaşında İlk Galibiyet
2011-2014 yılları arasında kesilen trafik cezalarından belediyeye ödenmesi gereken bu devasa miktar, Emniyet Müdürlüğü tarafından uzun süre tahsil edilmemişti. İBB’nin hakkını aramak için Temmuz 2023’te açtığı dava, İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından karara bağlandı. Mahkeme, belediyelerin kurduğu EDS gibi sistemlerin kullanım bedeli olarak, kesilen cezaların yüzde 30’unun ilgili belediyeye ödenmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Yasal Faizle Birlikte Ödeme Zorunluluğu
Mahkeme kararında, “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 16. maddesi” ve İBB ile Emniyet Müdürlüğü arasında imzalanan protokol gereği, bu ödemenin yapılmamasının hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Kararda, “74.389.731,60 TL’nin, idareye başvuru tarihi olan 21 Temmuz 2023’ten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte İBB’ye ödenmesine” hükmedildi.
Emniyet Müdürlüğü İtiraz Etti Ama…
İBB’nin açtığı davanın lehine sonuçlanmasının ardından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi de, Emniyet Müdürlüğü’nün istinaf başvurusunu reddetti. Böylece, İBB’nin alacağı yasal olarak kesinleşmiş oldu. Kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Danıştay’a temyiz yolu açık bırakıldı, ancak mahkemenin bu kararının hukuka uygunluğu tescil edilmiş oldu.
Adaletin Zaferi
Bu dava, kamu kurumları arasındaki hukuki anlaşmazlıklarda adaletin sağlanabileceğini bir kez daha gösterdi. İBB’nin kararlılığı ve hukuki mücadelesi sonucunda elde edilen bu zafer, şehir yönetiminde sorumluluk ve hakkaniyetin önemini bir kez daha ortaya koydu. Bu süreç, yerel yönetimlerin haklarını koruma ve kamu kaynaklarının adil kullanımını sağlama yolundaki mücadelesinin bir örneği olarak tarihe geçti.